DEĞİŞEN EKONOMİK DURUMLARDA ETKİN İŞLETME YÖNETİCİLİĞİ
Perakende sektörü, birçok fırsatın olduğu ve her geçen gün büyüdüğünü belirttiğimiz, art arda gelen ya da teğet geçen ekonomik dalgalara çok duyarlı bir sektör. 1994 krizi, 2001 krizi, 2008 krizi ve şimdi de 2018 yılı son çeyreğinde yaşadığımız döviz kuru sorunu… Azalan kârlılıklar, artan giderler belki de birçok işletmenin tüm yıl boyunca elde ettiği kârlılığı alıp götürdü. Oysaki yıla başlarken bütçelerimizi yapmış, hedeflerimizi ortaya koymuş, bir şekilde hazırlanmıştık. Yılın son çeyreğinde yaşadığımız bu belirsizlikler bize bir kez daha bütçe disiplini sağlamanın, işimizi hedeflerle yönetmenin aslında ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlatmış oldu.
Aslında istatistikleri doğru ve objektif okursak olağan dışı durumlara hazırlıklı olmak için yapabileceğimiz bir şeyler var, bunlardan biri de “ayağımızı yorganımıza göre uzatmaktır.”
Çoğu işletme yaşadıkları kriz anlarında frene köküne kadar basıp tasarruf tedbirleri altında giderlerini kısarlar ve bu acı fren de bazen başka kazalara sebebiyet verebilir. Bu kısıntılar kullanılan kağıtların azaltılmasından tutun da personel sayısının azaltılmasına kadar ya da eğitim harcamalarının durdurulmasından temizlik malzemelerinin kısıtlanmasına kadar gider. Ne yazık ki bu kararların birçoğu derinlemesine düşünülmeden hızlıca alınmış hatta belki de panik ile verilmiş kararlardır. Peki böyle bir durumda işletmenizle ilgili siz ne tür tedbir kararları aldınız? Bu kararları verirken dayanaklarınız neydi? Hangi giderlerinizi kıstınız?
Özellikle giderlerin kısılması ile ilgili önemli olduğunu düşündüğüm bir hususa dikkat çekmek istiyorum. İyileştirme dendiğinde aklımıza klişe bir şekilde sadece giderleri düşürmek ve satışları artırmak gelmemeli. Bazı durumlarda, bazı giderlerinizi artırmak cironuzu da artırabilir, bunu unutmayın. Örneğin, mağazadaki 5 kişilik satış ekibinin sayısını 7 kişiye çıkartıp, 2 kişinin ilave satış performansıyla cironuzu yükseltebilirsiniz ya da reklam tanıtım giderinizi artırıp satışlarınızı daha da yükseltebilirsiniz. Sözün özü bazı kritik gider kalemlerinizde yapacağınız artış size artı faydalar getirebilir. Bunu da gözden kaçırmayın. Ya da tam tersi daha fazla kâr elde etmek için reklam giderinizi, personel giderinizi azaltırsınız fakat belki bu yüzden cironuz da düşebilir. Kısacası, odak noktanız sadece giderleri azaltmak yönünde aksiyon almak olmamalı, verimlilik ve kârlılık esası önceliğiniz olmalıdır. Verimliliğinizi yükseltmek için hangi giderlerinizi azaltabilirsiniz, hangi giderlerinizi artırabilirsiniz “Ani fren yapmış olmamak” için kararınızı bu iki farklı bakış açısını değerlendirerek ve düşünerek vermelisiniz.
İkinci önemli nokta ise şu; şayet yılın başında işletmeniz ile ilgili gelirlerinizi, giderlerinizi, kârlılığınızı öngördüğünüz bir bütçe çalışması yapmadıysanız vereceğiniz hiçbir tedbir kararı sağlıklı olmaz. Önce, ama önce bütçe disiplini gelir! Şayet böyle bir bütçe çalışması yapmıyorsanız ilk işiniz önümüzdeki yılın bütçe ve hedef çalışmalarına başlamak olsun.
Sağlıklı, bol satışlı ve karlı günler dilerim…
Koray Tekay - Perakende Mağazacılık Eğitmeni