Tostçu Erol, Dominick ve Faydacı Felsefe

7 Şubat 2017 Salı 06:02
4378
Okunma
6
Beğenme

Sosyal medya sayesinde şirketlerin ürünlerini hiç de kocaman bütçelere gerek duymadan, hatta bedavaya yakın maliyetlerle tanıtılabildiğini biliyorsunuz.

Bunu başarmış şirketlerin hikayelerini araştırıp okuyorsunuz.

Bunların yapıp ettiklerini kendi işinizde uygulasanız nasıl olur diye düşünüyorsunuz.

Gel gelelim, kafanızda eninde sonunda aynı soru işareti beliriyor:

“İyi de, bizim iş, ilginç muhabbetler açacak, resim üstüne resim paylaşacak birşey değil ki… Ne yazacağız? Her gün ne bulup ne paylaşacağız? Millet sıkılır…” Ve hiç başlamıyorsunuz sosyal medya faaliyetlerine.

Ya da başlayıp bir heves atlıyorsunuz sosyal medya denizine. Ama aylar sonra sayfanız, kuru, renksiz, ıssız bir yere dönüşüyor.

Şan ve şöhreti yanlış yerde arıyor olabilir misiniz?

Kim Kardashian, Linkedin’de gayet kurumsal bir sayfa işletebilir mi?

Ya da bir nalbur dükkanı, Instagram’da birbiri ardına cıvata, somun fotoğrafları yükleyip başarılı olabilir mi?

Elbette hayır, ama doğru kanalda doğru şekilde sosyalleşerek başarılı tanıtım kampanyaları yürütülebilir.

B&Q İngiliz bir yapı market. Twitter’da epey aktifler. Takipçilerin sorularını yanıtlıyorlar, ürünler için oylama yapıyorlar, eski şifonyeri yenilemenin, mutfağa fayans döşemenin püf noktalarını veriyorlar, hemen hergün paylaşacak birşey buluyorlar. Eğlendirirken öğretiyorlar. Tüm bunları yaparken de satış kokmuyorlar. Bu çizgiyi sürdürmek için planlı programlı stratejik bir yaklaşım gerek. Büyük şirketler için de, küçük ve orta ölçekli şirketler için de temel gereklilik bu.

Yol haritası belirlemek önemli, yani yola çıkalım kervan yolda düzelir sosyal medya için pek doğru bir deyim değil. Öyleyse, sırf rakip açmış diye, Facebook, Twitter, Linkedin sayfalarını açmak yetmez. Durup düşünmek, bazı soruların yanıtlarını vermek, hatta üşenmeyip bir köşeye not etmek gerek.

  • İşim bana neden gurur veriyor?
  • Şirketin tarihini nasıl aktarmalı?
  • Ürünlerimin hikayesini nasıl anlatmalı?
  • Müşterinin ilgisini nasıl çekerim?

Bu soruların yanıtları hem akılla hem kalple verilmeli, çünkü sosyal medya işin de insanlaştığı yer.

İnsanlar ile yüz yüze ilişkide olduğu gibi sosyal medyada da karşılıklılık esas. Yani sırf siz müşterinize konuşmazsınız, müşteriniz de size konuşur. Mesele sadece müşterinizin ürünlerinizi sizin gözlerinizle görmesi değildir. Sizin de müşterinizin gözüyle ürünlerinizi görmenizdir. Ürünlerinizi alıp işinize faydalı olmaları için onlara sunabileceğiniz faydaya odaklanmanız gerekir.

İşte bu iyilik yap, iyilik bul konusunu sosyal medyada çözmüş bizden ve dünyadan iki KOBİ:

Birincisi Tostçu Erol.

Link: https://www.youtube.com/tostcuerol

YouTube’da aktif. Leziz tost tariflerini gayet akıcı ve öğretici videolarla aktarıyor. 297 bine yakın aboneli, videoları 12,7 milyon kere izlenmiş başarılı bir YouTube kanalı işletiyor. Bazı tostların videosu 1,5 milyon izlemeye ulaşmış. Gaziantep Usülü Sebzeli ve Duble Sucuklu tost tarifleri çok leziz. Cidden, biz haftasonları evde yapıp yiyoruz. Tostçu Erol, Gaziantep gibi olağanüstü mutfağa sahip bir şehri ziyaret edenlere, sosyal medya şöhreti sayesinde tost yedirmeyi başarıyor.

 

İkinci örnekse, AskMeDIY kanalı.

Link: https://www.youtube.com/user/DominickDiy/

Dominick, 68 bin aboneli, 27,6 milyon kere izlenmiş videolarıyla kendi işini kendin yap videoları sunan bir tamirci. Evde ampulu değiştirmeye çalışırken cam kırıldı, vida başlığı duyun içinde kaldı. Nasıl çıkarırım diye YouTube’a başvurdum ve Dominick’ten problemi bir adet patatesle gayet rahat çözebileceğimi öğrendim. Şimdi eşim de ben de evde tamiratta takıldığımızda direkt onun videolarına başvuruyoruz. Aynı şehirde yaşasak, tamirci gerektiğinde kimi çağırırdık sizce?

Oya Yaşayan - Dijital Pazarlama ve E-Ticaret Uzmanı



 Yorumlar 
Yorum Ekle