Reklam Marka Pazarlama Terimleri Sözlüğü (T)

2 Kasım 2018 Cuma 07:27
1903
Okunma
0
Beğenme

Reklam Marka Pazarlama Terimleri Sözlüğü (T)

Tam talep [full demand / exact demand]: İşletme satış potansiyelinin, pazar tarafından tümüyle karşılandığı durumu yansıtır. Bu, her zaman karşılaşılan bir durum olmayabilir. Örnek olarak, yaz sezonunda turistik tesislerin tam kapasite ile çalışması gösterilebilir. Bu durumun sezon boyu süreceğinin garantisi olmayacağı olsa bile gelecek sezonlarda aynı durumun tekrarlanacağının kesin olmayacağı söylenebilir. Tam taleple ilgili pazarlama görevi “sürdürücü pazarlama” diye tanımlanır. Meydana gelen olumlu durumun sürdürülmesi için gerekli çabanın harcanması ve bu konuda stratejilerin oluşturulması gereklidir.

Tamamlayıcı renk [complementary colour]: Bir ana renkle yardımcı renk, eşlenerek birbirlerini tamamlar. Şu şekilde olur. İki ana rengin karışımından yapılan yardımcı renk, karışımına girmeyen üçüncü ana rengin tamamlayıcısıdır. Örneğin, sarı ile kırmızının karışımından olan turuncu karışıma girmeyen ve üçüncü ana renk olan mavinin tamamlayıcısıdır. Aynı yolla, kırmızının tamamlayıcısı yeşil, sarının tamamlayıcısı mor olarak bulunur.

Tanıtım [publicity]: Duyurum, görünürlük. Bir hizmet, kurum ya da ürün hakkında hazırlanan, kitle iletişim araçlarında parasız olarak yayınlanan mesaj. Müşteri ile doğrudan iletişim kurulabilen tanıtım faaliyetleri kapsamında ürün veya hizmet için en uygun tanıtım aracına karar verilir. Başlıca tanıtım araçları reklam, broşür, promosyon ve sponsorluktur.

Tasarım [design]: Bir simge, ticari marka, nesnenin görünüşünü yansıtırken görsel bir plan veya istenen kaliteyi tasarlamak, ortaya koymak. Görsel öğelerinin düzenlenmesi, magazin katalog, broşür gibi… Günümüzde oldukça sık kullanılan, etkileyici bir sözcüktür. Bir tasarım kendi içinde bir yapıya ve bu yapı arkasında bir planlamaya sahip olmalıdır. Bütün sanatların temelinde bir tasarım olgusu bulunmaktadır. Dizayn olarak da adlandırılır.

Tasarım danışmanlığı [design consultancy]: Her türlü çizgi üstü ve çizgi altı işler konusunda danışmanlık hizmeti veren kuruluş.

Tasarım derecelendirme [grade]: Eriterek tasarımın birbiri içine geçmesi.

Tasarım ekonomisi [design economy]: Bir reklam tasarımcısı, reklamda kullanılacak öğelerin nasıl yerleştirileceğine karar verirken, reklamın bütününü oluşturan görüntünün estetik ve işlevsel olması kadar, reklamın amaç ve hedeflerini de gözetir. Bir reklam mesajının ekonomik, açık, estetik ve çarpıcı yollarla iletilmesi, grafik iletişimin asli amacıdır. Grafik iletişimin ekonomik olması demek; görsel imgenin mümkün olduğunca etkili kullanılarak reklama ilişkin bir bilgi ya da duygunun en etkili biçimde aktarılması anlamına gelir.

Tasarım hakkı [design right]: Bir firma adına çalışırken yaratılmış tasarımlar hariç o tasarım üzerindeki tüm haklara sahip olan kişinin hakkı.

Tasarım ürünü [designer product]: Tanınmış tasarımcılar tarafında üretilmiş özgün ürünler.

Tasarım vurgusu [design accent]: Herhangi bir tasarımda renk, ışık boyut, tipografi gibi unsurlarla farklılaşma yaratarak tasarımdaki ön plana çıkarılmak istenilen unsurları belirlemek.

Tasarım yönetimi [design management]: Tasa­rım yönetimi, uluslararası rekabette avan­taj yakalayabilmek için farklılık ara­yan kurumların çıkış noktası. Tasarım yönetimi üretim, hizmet ve bilgiyi ka­liteli bir şekilde elde etmenin yollarını uzak kıyılara ve dış kaynaklara yönel­teli, tasarım her geçen gün bir katma de­ğer olarak ön plana çıkıyor. Türkiye’de gelişmeler hızlı, zira hız her şeyin ba­şında geliyor. Tasarım yönetiminin ulaş­tığı tasarım ekonomisi, hayatta kal­ma­nın şimdiki adı.

Tekrar pazarlama [remarketing]: Yeniden pazarlama, ya da daha çok bilinen adıyla remarketing, Google’ın yakın zamanda devreye aldığı ilgi alanına dayalı reklamcılık özelliğidir. Firma ihtiyaçları üzerinden yeniden listelemeler yaparak uygun lokasyonlarda pazarlama yapma çalışmalarıdır.

Tersine pazarlama [reverse marketing]: Pazarlama sürecini proaktif ele alan, pazar yönelimli yaklaşım. Toplumun fiziksel ya da ruh sağlığını tehdit eden ürün ve hizmetlere karşı olan talep sağlıklı olmayan talep olarak adlandırılır ve çoğu kez devlet ya da benzer otoriteler tarafından yasaklanır. Bununla birlikte, bu yönde oluşan bir talep de her zaman söz konusudur. Uyuşturucu maddeler, diplomasız kişilerin uyguladığı tıbbi içerikli yayınlar vb. Bu tür talebe karşı oluşturulan pazarlama görevine “tersine pazarlama” ya da “satmama” denir.

Ticari promosyon [trade promotion]: Perakendecilere yönelik satış artırma. Üreticinin perakendecilerle bağlantılı gerçekleştirdiği satış artırma girişimi. Ürünün satışlarını artırmak amacıyla perakendeciye sunulan özendiriciler arasında satıcı primleri, ücretsiz ürünler, armağanlar, reklam indirimi, geri alma indirimi ve çeşitli diğer indirimler sayılabilir.

Tipografik [typographical]: Basım harflerinin tasarımı, seçimi, dizimi ve düzenlenmesi sanatına ilişkin, görsel tasarımında yazının öne çıktığı, çoğunlukla resim içermeyen basın reklamının niteliği.

Toplam izlenme oranı [Gross Rating Points (GRP)]: Haftalık ya da aylık mesaj ağırlığını ölçümlemek ve reklam verene göstermek için kullanılan ölçüm biçimidir. Sıklıkla kullanılan ölçümleme biçimlerindendir. İki ya da daha fazla sayıda reklam spotunun aldığı reytinglerin toplamıdır. Bazı kişiler bir reklamı birden fazla kez görebilir. Bu nedenle reytingler yüzdesel ifadeler olmasına rağmen toplamları 100’den fazla olabilir. Bir kampanyanın GRP’leri bize o kampanyanın etkisi hakkında bilgi verir. Ancak, kampanyanın kaç değişik kişi tarafından görüldüğü bilgisini vermez. Bunun sebebi GRP’lerin tekrarları içermesidir. İlgili mecranın kampanya içindeki ağırlığını ya da medya planlamasının hedef kitle üzerindeki baskısını ölçmek için kullanılan temel ölçümdür. Çoğunlukla haftalık ya da aylık mesaj ağırlığını ölçümlemek ve reklam verene göstermek için kullanılmaktadır. En çok kullanılan ölçümleme yöntemlerindendir. Brüt izlenme noktası ile hedef tüketiciye belirli bir zaman diliminde, hangi sıklıkta ulaşacağı ortaya konmaktadır. Bu şekilde mecra karşılaştırmaları yapıp, medya planlamasının devamı seçilebilir. Bir yayın veya kampanyadan elde edilen izlenme oranlarının toplamıdır. Toplam izlenme oranları bir yayının ya da bir reklam kampanyasının erişimini ortalama sıklık değeriyle çarparak hesaplanır. GRP = Erişim x Ortalama Sıklık.

Toplu mecra alanı [space spot]: Reklam verenin belirli bir süre içinde kısım kısım kullanmak üzere toplu olarak satın alabileceği reklam yeri. Böylece reklam veren, örneğin, seri ilan sayfalarından bir yıl içinde kullanılmak üzere toplu yer alıp, bu süre içinde dilediği zaman o günkü reklam yeri ücretinden etkilenmeden eleman ilanlarını, yetkili satıcı reklamlarını vb. yayınlayabilir.

Topluluk1 [cohort] Benzeşik olabilen bir araya toplanmış tüketici grubu.

Topluluk2 [community] İnternet üzerinden pazarlama yapan firmaların temel amacı kendi sitelerinin sürekli ziyaretçilerinden oluşan bir topluluk yaratmaktır. Bu topluluk sitenin sürekli müşterisi olup hem ürün ve hizmetleri satın alan, hem de firmaya sürekli olarak bilgi veren kişilerden oluşur. Bu tür toplulukların sayı olarak artması için firmalar çeşitli yöntemler geliştirme yoluna giderler. Elektronik posta ile haberleşme, haber grupları kurup yönetme, bloglar yaratma gibi yöntemler bunlardan başlıcalarıdır.

Tutum [attitude] Bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilimdir. Tutumlar, hoşlanma ve hoşlanmamalardır; durumlar, nesneler, kişiler, gruplar ve soyut fikirlerle sosyal politikacılar da dâhil olmak üzere çevrenin tanımlanabilir herhangi bir diğer özelliğine karşı duyulan yakınlık ve iticiliktir.

Tutum araştırması [attitude research]: Ürün, hizmet ya da markanın sahip olduğu tüketici tutumlarını ortaya çıkarmak amacıyla gerçekleştirilen araştırmalar bütünüdür. Sürekliliği olan araştırma gruplarından olup, tüketicinin bir kurum, marka ya da ürün hakkında tavır ve davranışların zamanla ne yönde değiştiğini ifade eden araştırma türüdür.

Tutum ve inançlar [attitude and beliefs]: Tüketicinin algılamalarını ve davranışlarını doğrudan etkileyen bir etken tutum, kişinin bir fikre, bir nesneye veya bir sembole ilişkin olumlu veya olumsuz duygularını veya eğilimlerini ifade eder. Tutum inançları da etkiler, inanç ise, kişisel deneye veya dış kaynaklara dayanan bilgileri, görüşleri, kanıları kapsar. Tutumlar da, kişinin geçmişteki deneyleri, aile ve yakın çevreyle olan ilişkileri ve ayrıca kişilik rol oynar.

Tutundurma [promotion]: Promosyon. Pazara yeni giren veya girecek bir ürün, marka veya şirketin reklam, halkla ilişkiler ve diğer satış geliştirme araçları ile tanıtılması, pazarlanması ve satılması ile ilgili faaliyetlerin bütünü.

Tuzak pazarlama [decoy marketing]: Tuzak pazarlama uygulamalarında müşterilerin kararlarında dikkatlerini dağıtmamaları, rasyonellikten uzaklaşmamaları, kurulan tuzaklara düşmemeleri için, satıcıların oyunlarına ve etkileme çabalarına dikkat etmeleri ve zor bir seçimin birden bire basitleştiği durumlara karşı da özellikle uyanık olmaları önerilmektedir.

Tuzak reklamcılığı [bait and switch advertising]: Müşteriyi mağazaya sokmak amacıyla genelde pahalı ürünlerin bulunduğu bir mağazada ucuz ve popüler bazı ürünlerin doldurularak satılması. Bir ürün veya hizmetin normal satış fiyatından düşüğe satılarak tüketicinin satış noktasına çekilmesi, sonrasında tüketicinin daha pahalı ürünü alması yönünde ikna edilmesi için yapılan ayıplı bir satış uygulamasıdır.

Tüketici araştırması [consumer research]: Tüketicilerin belirli marka ürün seçmelerini etkileyen faktörleri araştıran araştırma türleridir. Ürünlerin nasıl kullanıldığını bu şekilde kullanılmasının nedenleri, nereden ve ne miktarda satın alındıkları ve düşünceleri açıklamaya çalışılır.

Tüketici bağlantı noktası [contact points]: Tüketicinin satın alma ve devamındaki savunma aşamaları da dâhil olmak üzere, tüm süreç boyunca markanın planladığı hareketleri hedef tüketici ile buluşturan iletişim kanallarının tümüne temas noktaları denir.

Tüketici baskınlığı [consumer sovereignty]: Pazarda ürün gelişimi, müşteri bakımı, haklar konusunda tüketicilerin egemenliğinin olması durumu. Tüketici egemenliği, bir ülkede hangi malların ne kadar üretileceğine tüketicilerin karar vermesini, diğer bir ifade ile kaynak tahsisini esas itibarıyla tüketicilerin yönlendirmesini ifade eder. Tüketici egemenliğinin sağlanması, rekabetçi piyasa ekonomisinin en önemli üstünlüklerinden ve tercih nedenlerinden birisidir. Burada karşımıza çıkan sorular, tüketici egemenliğinin toplumsal refah açısından neyi ifade ettiği, tüketici egemenliğinin nasıl ve ne ölçüde sağlanabildiği ve alternatifinin ne olduğudur.

Tüketici beğenisi [consumer acceptance]: Ürün, hizmet ya da markaya dair iletinin herhangi bir tüketici tarafından benimsenmesi, beğenilmesi, kabul edilmesi.

Tüketici deneyimi [consumer experience]: Deneyimler, bilişsel, davranışsal ve ilişkisel değerler odağında çalışır. Deneyimlerde daha önceden karşılaşılan şeylerin tekrarı vardır. Algılanabilen ve hissedilendir. Geçmişi içine alır, anlamlı bir hale gelir. Bireysel olarak ve grupta paylaşılır. Tekrarlanır. Sürekliliği vardır. Tüketicinin öznel ve içsel tepkisidir. Tüm bunlar tüketici deneyiminin bütününü oluşturur.

Tüketici eğitimi [consumer education]: Tüketicilerin daha etkin satın almasını sağlamak üzere satış noktalarında onların ihtiyaç ve beklentilerini sezip, isteklerine hızlı bir şekilde cevap vermek üzere kurgulanan çabalardır.

Tüketici faydası [consumer benefit]: Ürün ya da hizmeti daha çekici hale getirebilmek için yapılan ek tasarım. Reklam amaçlarıyla vaat yaratma anlayışı olduğunu söyleyebiliriz.

Tüketici ilişkileri [consumer relations]: Tüketicilerin sorularını cevaplayan, şikâyetlerini dinleyen, CRM kanalları üzerinden onlarla etkileşim kullanan departmandır. Tüketici ilişkileri temel alınarak geliştirilen stratejiler, müşterilerle birebir iletişim içinde olan, onların satın alma davranışlarını takip eden, tercih ve satın alma davranışlarıyla ilgili veritabanları oluşturan, şirket ve müşterileri arasında iletişim kuracak yapıdır.

Tüketici öngörüsü [consumer insight] Tüketici araştırmalarından sağlanan verilere ek olarak gözlem, bilgi ve deneyimlerin birleştirilerek tüketici, dış çevre, trend’ler hakkında sahip olunan daha kapsamlı bilgi. Tüketici araştırmalarında son yıllarda büyük önem verilen, doğrudan bilgi, ek olarak gözlem ve deneyim gibi unsurlarla tüketici hakkında bilgi edinme süreci.

Tüketici paneli [consumer panel]: Tüketim Paneli, tüketici dinamiklerini anlamayı ve incelemeyi sağlayan derin bir kaynaktır. Deneme ve tekrar alım, beraber alım, marka geçişleri, alışveriş sepetleri gibi satın alım davranışlarını yakından takip edip gözlemleyen Tüketici Paneli, tahmin edilmiş değil, ‘ölçülmüş’ tüketici davranış değişikliklerine ürününüzü, markanızı veya isminizi olumsuz yönde etkilemeden önce cevap vermenizi sağlar. Belirlenmiş katılımcı kitle üzerinde, hazırlanmış sorularla yönlendirilen tüketicilerin öngörülerini çıkarmayı amaçlayan panel türü araştırma türüdür. Tüketicilerin ürettikleri ürün veya hizmetler hakkında düşüncelerini belirten, tüketicinin genel yaklaşımın ifade eden çeşitli büyüklüklerdeki gruplar. Tüketici paneli, belirli bir nüfus büyüklüğünü temsil etmek üzere tasarlanmış sabit bir örneklem dâhilinde tüketicilerin alışverişlerini sürekli olarak kaydeden ve raporlayan bir araştırma disiplinidir.

Tüketici pazarı [consumer market]: Tüketicilerin duygusal ya da fiziksel ihtiyaçlarının tatmini için var olan satın alma ortamlarıdır. Ekonomik faaliyetlerin örgütlendiği en son pazarlardır. Bu pazar, malların ve hizmetlerin kendi ihtiyaçlarını (iş amacıyla değil) karşılamak amacıyla kişi ve gruplar tarafından satın alındığı ya da kiralandığı pazardır. Bu pazarda mallara da “tüketim malları” adı verilir ve farklı şekillerde sınıflandırılabilir. Tüketici pazarını kendisinin veya ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mal ya da hizmet satın alan tüketiciler oluşturur. Toplumda yaşayan herkes bir tüketici olduğuna göre bir ülkenin tüketici sayısı o ülkenin nüfusuna eşittir. Bu nedenle de tüketici pazarını iyi tanıyabilmek için ülkenin nüfus yapısını iyi inceleyip tanımak gerekir. Nüfus çoğaldıkça ve kişilerim satın alma güçleri arttıkça, tüketici pazarının sayısı ve büyüklüğü de genellikle artar.

Tüketici pazarlaması [consumer marketing]: Son tüketiciye yönelik gerçekleştirilen pazarlama etkinlikleridir.

Tüketici profili [consumer profile]: Tüm tüketici halkla belirli bir markanın alıcılarının karşılaştırıldığı demografik bilgi. Bir tüketici kitlesini, sosyolojik, demografik ve psikografik özellikleri ile genel kitleden ayırmak.

Tüketici promosyonu [consumer promotion]: Herhangi bir ürün ya da hizmete ilişkin tüm tüketicilere yönelik satış artırıcı çabalar ve çekiciliği artırıcı etkinliklerin bütünüdür.

Tüketici referans grubu [consumer reference group] Referans grubu, tüketicinin değerlendirmeleri, özlemleri ve davranışları üzerinde etkili olduklarını düşündüğü gerçek ya da sanal kişi veya gruplar olarak tanımlanmaktadır.

Tüketici reklamları [consumer ads]: Tüketiciye yönelik gerçekleştirilen ve tüketici bilgilendirme ve ikna temelli reklamcılık türüdür. Hedef kitleye marka bağımlılığı oluşturma ve satın aldırmaya yönelik reklamlar, genel manasıyla tüketici reklamlarıdır. Ama tüketiciye sunduğunuz ne ise ki bu imajınızla ilgili de olabilir tüketici reklamlarıdır. Onun içindir ki, biz reklamları “tüketici için yapılır” desek yanılmış olmayız.

Tüketici seçiciliği [customer selectivity]: Herhangi bir müşterinin yaptığı alışverişin diğer markadan yaptığı alışverişe oranı. Bir müşterinin başka bir markadan yaptığı alışverişin, bir markaya ilişkin yaptığı satın almanın bir yüzdesi olarak ifade edilmesi.

Tüketici seçim modeli [consumer choice model]: Tüketicinin seçim yaparken elde ettiği bilgiyi ne şekilde bulduğunu ve kullandığını anlamaya yönelik kurgulanan bir model. Tüketici davranışında tüketicilerin önlerindeki seçenekten seçme davranışı gerçekleştirmeleri. Farklı modelleri vardır.

Tüketici tatmini [consumer satisfaction]: Tüketici beklentilerinin ürün ya da hizmet tarafında karşılanma derecesi. Tatmin, tüketicilerin satın aldıkları mal ya da hizmetin beklentilerini karşılaması ile ilgilidir. Eğer tüketicinin beklentisi mal ya da hizmetin sağladığı fayda kadar ise tüketici o mamulden tatmin olur. Mamulün faydası tüketicinin beklentisinden fazla ise tüketici çok memnun olur. Ama mamul tüketicinin beklediği faydaları sağlayamıyorsa o zaman da tüketici tatmin olmamıştır.

Tüketim [consumption]: Tüketicinin süreç içinde bilişsel, duygusal ve davranışsal aşamalar olarak sayabileceğimiz basamakları geçmekte olduğunu öne sürülmektedir. Bu yönde öne çıkan kavramlar arasında hazcı (hedonik) tüketim, gösterişçi tüketim, plansız alışveriş vb. sayılabilir.

Tüketim kültürü [consumer culture]: Tüm tüketim faaliyetlerinin fiyat-değişim ilişkisi içerisinde, belirli pazar ilişkileri dâhilinde gerçekleştiği bir yapıdır. Bu yapıda profesyoneller tarafından hazırlanmış satış-promosyon çabalarıyla desteklenmiş olarak, tüketicilerin mallara ve hizmete sahip olabilmesi koşulu vardır. Söz konusu bu promosyon çabaları, medya imajları ve tüketim ürünlerinin tanıtımına yönelik faaliyetler, yeni anlamlar oluşturarak duygular ve arzular bütününe de etki eder.

 

Prof. Dr. Uğur Batı / Eğitmen, Yazar



 Yorumlar 
Yorum Ekle