Reklam Marka Pazarlama Terimleri Sözlüğü (S-Ş)
Sadakat kaybı [customer defection]: Müşterinin artık sadakatini yitirmesi durumu. Firma başarısında önemli bir kıstastır.
Sadakat ölçümü [loyalty measurement]: Müşterilerin bir firmanın ürün veya hizmetlerini kendi arzuları ile tekrar tekrar satın almaları olan sadakatin ölçümü, bir bireyin mevcut durumundan yola çıkarak muhtemel davranışını en isabetli şekilde tahmin etmeye yarar.
Sadakat reklamcılığı [loyalty advertising]: Sadakatin önemini vurgulayan imaj reklamları. Amacı müşterinin markaya bağımlılığını artırmak olan reklamcılık türüdür.
Sadık tüketici [heavy user]: Bir ürün ya da hizmeti ağırlıklı olarak kullanan yüksek sadakat müşterilerine verilen addır. Herhangi bir markayı ortalamanın üzerinde sadakatle tüketen tüketici segmentleridir. Bir markayı veya ürünü ortalamanın çok üzerinde kullanan tüketicilerdir. Bir ürünü en sık frekansta tüketen tüketici anlamına gelir.
Sadakat yönetimi [loyalty management]: Müşterilerin ilettikleri talep, şikâyet, problem ve servis ihtiyaçlarının sistematik olarak toplaması, ilgili kanallara yönlendirilmesi ve çözümlenme aşamalarının takibi.
Saldırgan pazarlama [offensive marketing]: Sert rekabete dayalı, ürün gelişimi ve fiyat açısından geri adım atmayan ve bütünde pazardaki diğer oyunculardan pazar payı kazanmayı hedefleyen rekabetçi bir pazarlama stratejisi.
Sanal topluluklar [virtual communities]: Üyeleri arasında çevrimiçi olarak iletişimin sağlandığı, fikir, görüş, haber vs’nin paylaşıldığı gruplardır. Duruma göre organize ve organize olmayan sanal topluluklar olarak sınıflandırılabilirler.
Satın alma davranışı [buying behaviour]: Tüketicilerin bir ürün veya hizmet için duydukları gereksinimlerinin ilk kez farkına vardıkları zamandan, ürünü veya hizmeti satın aldıkları zamana kadar, bir markayı seçtikleri, bu ürünü değerlendirdikleri ve tekrar satın alma kararını verdikleri süreçtir.
Satın alma [buying]: Satın alma ürün ve hizmetlerin edinimidir. Doğru ürünü doğru miktarlarda doğru kaynaktan uygun fiyatla edinilmesi ve doğru yere doğru zamanda teslim edilmesidir. Amaç; malzemelerin ve hizmetlerin kesintisiz olarak akışını sağlamak, envanteri yönetmek, kaliteyi arttırmak, birim maliyet, teslim süresi ve elde bulundurma maliyetlerini göz önüne alarak en uygun maliyetle satın almayı gerçekleştirmektir. Satın almada olası en iyi hizmet ve en hızlı teslimin tedarikçi tarafından garanti edilmesi gerekmektedir.
Satın alma dürtüsü [buying motive]: Tüketici davranışı açısından tüketicinin satın almasına neden olan hareket ya da güdüdür. Satın alan kişinin satın almasına kanıt oluşturacak ürün ya da hizmet unsurlarıdır. Farklılık, işlevsellik, kalite, güvenilirlik, ambalaj, sadakat gibi unsurlar bu kapsamda değerlendirilebilir.
Satın alma kararı [purchase intention]: Tüketicinin ihtimalleri değerlendirdikten sonra ürün veya markayı satın almaya yönelik planlamalarını yapması. Problemin belirlenmesi, Gerekli veri ve bilgilerin edinilmesi, Seçeneklerin değerlendirilmesi ve ürün kararı alınması aşamalarını içeren süreçtir. Tüketiciler satın alma kararı verirken aslında bir problem çözme sürecini yansıtırlar. Karar verme süreci benzer aşamalardan oluşur.
Satın alma kriteri [buying criteria]: Alıcıların, fiyat, satış sonrası hizmetleri, güvenilirlik, ürün kalitesi, maliyet, satış sonrası hizmetler ve duygusal faktörler vb. unsurları içeren kıstaslar bütünü. İhtiyacın tanımlanması, fiziksel, kimyasal özellikleri ve besin değerlerini belirleme, tedarikçi niteliğinin belirlenmesi, teklif alma ve teklif değerlendirme, muhasebeleştirme (tüm süreçlerde) ve ürün alımı basamaklarından alınan süreçtir.
Satın alma nedeni [purchase reason]: Tüketicilerin rasyonel ya da duygusal olarak satın alma davranışı göstermesinin nedeni en başta satın alma nedenidir. Annesine doğum günü hediyesi satın alan bir tüketici aldığı hediyeyi annesine olan sevgisinin bir göstergesi olarak gördüğü için daha fazla para ödeme eğilimindedir. Bundan dolayı çiçeklerin fiyatları anneler ve sevgililer gününde 4-5 misline çıkmaktadır. Çalıştığı şirket için bir mobilya alan satın alma müdürü de bir insan ve tüketici olmasına rağmen yaptığı satın alım örgütsel satın alma niteliğinde olduğu için tamamen rasyonel etkenlerle hareket etmektedir.
Satın almacı davranışı [buyer behaviour]: Tüketicilerin bir ürün veya hizmet için duydukları gereksinimlerinin ilk kez farkına vardıkları zamandan, ürünü veya hizmeti satın aldıkları zamana kadar, bir markayı seçtikleri, bu ürünü değerlendirdikleri ve tekrar satın alma kararını verdikleri süreçtir.
Satış analizi [sales analysis]: Bir satış sürecinin analiz edilmesi, sınıflandırılması, bir önceki verilerle karşılaştırılması ve yorumlanması süreci. Kurumun satış başarısını, satış hedeflerine ulaşma oranıyla, iki dönemdeki satış toplamını birbiriyle ya da satış rakamlarının çeşitli bileşimlerini kendi aralarında dış verilerin de katılmasıyla karşılaştırarak yorumlama işlemidir. Ürünlerin hangi tarihlerde kime, ne kadar, hangi fiyattan, hangi ödeme koşulları ile satıldığı, en çok satılan, en az satılan ürünler vb. bilgilerin anında analizi yapılabilmektedir. Satış hacmi performansının gücü ve yetersizliğinin detaylı çalışmasıdır. Örneğin, satış hacmi arttığı halde kâr düşüyorsa bu durumun analiz edilmesi gerekir. Çoğu iş alanlarında, sipariş, ürün, müşteri veya bölgelerin küçük bir bölümü satışın büyük payını oluştururlar. Satışların paylaştırılması riskin azaltılması açısından çok önem taşır. Satış analizi satışın gücü ve zayıflığının sebebini açıklayamaz. Bunu satış yönetimi cevaplar. Yani verileri bulmak satış analizinin, yorumlamak satış yönetiminin konusudur.
Satış faaliyetleri [sales activities]: Müşteri türü (gelir, sınıf, yerleşim, marka bağlılığı, cinsiyet, yaş vs.) sipariş türü (miktar, dağılım, sıklık, zamanlama, kredili ya da peşin vb.) satış noktası türü (büyüklük, dağılım, işletme türü vb.) gibi unsurları içeren mal veya ürün değişim sürecidir. Satış ile ilgili her türlü görüşme, ziyaret, telefon, faks, e-posta, toplantı, sunum, deneme çalışması, saha araştırması vb. tüm aktivitelerin takibi ve analizini; aktivitelerin diğer aktiviteler, fırsatlar, teklifler vb. iş faaliyetleri ile ilişkilendirilmesi sürecini, takibini ve raporlamasını içerir.
Satış kampanyası [sales campaign / sales push]: Satış amaçlı yapılan pazarlama etkinliği. Belirli bir dönem için uygulanan fiyat indirimi, aksiyon, promosyon etkinlikleri. Satış kampanyaları, tutundurma (promosyon) yoluyla müşterilerin bir algı basamağından diğerine taşınacağı varsayımı üzerine kurulur.
Satış noktası malzemeleri [Point Of Purchase / Point Of Sale (POP/POS)]: Tüketicinin ürünümüzle karşı karşıya geldiği perakende nokta. Ayrıca bu noktalarda tüketicinin ilgisini çekme amacıyla kullanılan tanıtım malzemeleri. Bu noktalarda tüketicinin ilgisini çekme amaçlı kullanılan tanıtım malzemelerine de POP denir ama doğru bir ifade değildir.
Satış noktası veya satın alma noktaları [Point Of Purchase / Point Of Sale (POP/POS)]: Bir müşterinin perakende olarak satılan madde ile karşılaştığı yer. Mağaza için üretilen özel materyaller, genelde perakende satış yapan her tür noktada müşterinin ürün ile kolayca temasa geçmesini sağlar, ürün hakkında özel bilgiler verir veya müşterinin karar vermesini kolaylaştıran materyallerdir. Satış veya satın almanın noktalandığı mağaza lokasyonu, satış noktasına yerleştirilen iç sergileme, vitrin sergilemesi için kullanılan malzemeler. Satış noktalarında ürünün tanıtılması için üreticiler tarafından sağlanan reklam materyali.
Satış promosyonu [sales promotion]: Satış promosyonu, müşterinin bir ürün ya da hizmeti satın almasını sağlamak amacıyla yapılan teşviktir. Kısa bir süre için yapılan indirimler, deneme ürünleri, üyelik kartları ile avantajlı alışverişler vs. satış promosyonuna örnek olarak verilebilir. Bir ürünün satın alınmasını teşvik etme veya perakende noktalarda bulunurluğunu/görünürlüğünü sağlamak amacıyla yapılan süreli ve taktik özellikli tüm pazarlama aktivitelerini içerir. Tutundurma da denir.
Satış sonrası reklamları [post purchase advertising]: Reklamlar işlevlerine göre belirlenmiş bir kategori olup Satış sonrası hizmetlerin duyurusunu yapan reklam mesajlarını içeren reklamlardır. Satın alma sonrası süreçleri içerip, müşteri memnuniyeti hedefiyle gerçekleştirilen tamamlayıcı reklamlardır.
Satış vaadi [proposition]: Vaat ya da öneri, var olan bir iletişim problemini çözmek için teklif edilen düşünce, olgu ya da tavırdır. Bu vaadin iletişimin tüm satıhlarına yayılması beklenir ki, çoğu zaman bu olduğunda onu Temel Satış Vaadi olarak adlandırabiliriz.
Slogan [slogan]: Ait olduğu markanın konumunu belirleyen, çoğunlukla net olarak bir vaat ortaya koyan, reklamın konseptini özetleyen yapılardır. Zamanla markayla özdeşleşen, özel seçilmiş ve bir araya getirilmiş kelime ya da kelime gruplarıdır. Sloganlar aynı zamanda uzun süreler markaları niteleyen istikrarlı unsurlar olduğu için markalar ve dolayısıyla reklamcılar için ayrıcalıklı önem taşırlar.
Son test [post-test]: Reklam medya da yayınlandıktan sonra etkilerini ölçen test. Bu çalışmalarının amacı, reklamın yayın sonrası ne derece etkin ve başarılı olduğunu tespit etmektir. Burada amaç, reklamın yayınlandıktan sonra ya da yayınlandığı süre boyunca öngörülen başarısını yakalayıp yakalamadığını tespit etmek ve gerekiyorsa medya planı ya da reklamda revizyon ihtiyaçlarını belirlemektir. Post-test çalışmalarına ihtiyaç duyulmasının sebebi; reklam başarısının sadece reklam içeriği ve materyalinin başarısına bağlı olmaması aynı zamanda medya planı, hedef kitle reaksiyonları, rakip reklamlar, ekonomik ortam, marka tercihleri vs. gibi daha birçok faktörden de etkileniyor olmasıdır.
Sosyal beceriler [social skills]: İnsan, başkalarıyla etkileşimi mümkün kılacak sosyal açıdan kabul edilebilir olan davranışlara sahip olmak ister. Bu davranışlar genel olarak sosyal beceri olarak adlandırılmaktadır. Sosyal beceriler bireyin yaşamında önemli bir role sahiptir, çünkü diğer insanlarla iletişimde bulunmayı kolaylaştırıcı önemli bir özelliktir.
Sosyal ağ haritalaması [mapping social networks]: Sosyal ağ düzeneği içerisinde yer alan oyuncuların (çalışanların) kimler olabileceğine odaklanmak amacıyla kullanılacak sosyal ağların ve onları kimin hangi prensiplerle kullanacağının belirlenmesidir.
Sosyal ağ izleyici profili [social network audience profile]: Fazla televizyon izlemediği halde, yoğun olarak sosyal ağları kullanan izleyici/kullanıcıya denir. Sosyal ağların doğru kullanımı ile bu kullanıcıya ulaşıldığı takdirde, onu potansiyel bir izleyiciye dönüştürebilirsiniz. Burada önemli olan, sosyal medya üzerinden doğru kanalları belirlemektir, çünkü internet kullanıcısı bilinçli ve uyanık bir profil çizmektedir.
Sosyal ağ kurma [social networking]: İnsanların tanışmak, tartışmak, ortak ilgi grupları ile iletişime geçmek, örgütlenmek gibi amaçlar ile sosyal ağları yapılandırmaktık.
Sosyal medya pazarlaması [social media marketing]: Bir ürün veya hizmetin sergileniş ve insanlara sunuluşunun tanıtımının sosyal ağlar kullanılarak yapılmasıdır. Farklı demografik yapıdaki ve farklı tüketici alışkanlarına sahip olan gruplara kolaylıkla ulaşabileceğiniz sosyal medya platformlarının çeşitli reklam türleriyle kullanılmasıdır. Sosyal medya pazarlaması, ağırlıklı olarak Facebook, Twitter ve FriendFeed gibi sitelerde görsel reklamlar veya uygulamalar ile ziyaretçilere ulaşmanızı sağlayan çeşitli reklam tekniklerini içermektedir.
Sosyal medya reklamları [social media advertising]: Kabaca sosyal medya siteleri üzerinde yayınlanan reklam unsurlarıdır. Bunlar banner’lar da olabilir ya da süreli diğer reklam uygulamalarıdır. Sosyal Medya Reklam öğeleri ise, Tıklama Başına Maliyet üzerinden fiyatlandırılır.
Sosyal medya yatırım getirisi [social media return of interest]: Sosyal medyaya yapılan harcamaların yatırım geri dönüşüdür. ROI ölçümü ile yaptığınız yatırımların getirilerini, verimliliği hesaplayabilirsiniz. Analiz sonucunda yatırımın devam edip etmemesi gerektiğini gözlemleyebilirsiniz.
Sosyoekonomik statü (SES) grupları [Socio-Economic Status (SES) groups]: Aynı toplumsal saygınlığa sahip, birbiriyle sıkı ilişkileri olan ve davranışsal beklentileri benzer olan kişilerin oluşturduğu bir sosyal yapıdır. Sosyal sınıf, sosyal hiyerarşi içinde kişilerin derecelendirilmesi işlemi olup hiyerarşik bir özelliğe sahiptir. Bu özellikten dolayı, aynı sınıftaki üyeler hemen hemen aynı statüye sahip olurken, diğer sınıfın üyeleri ya daha fazla ya da daha az statüye sahip olmaktadır. A Üst sosyoekonomik statü grubu, B Orta üst sosyoekonomik statü grubu, C1 Orta sosyoekonomik statü grubu, C2 Orta Alt sosyoekonomik statü grubu, D Alt sosyoekonomik statü grubu, E En alt sosyoekonomik statü grubu.
Soyut yeniden konumlandırma stratejisi [intangible repositioning strategy]: Bu strateji ile işletme ürünü ile farklı bir pazar bölümüne hitap etmektedir. Bu stratejide ürün aynı hedef pazar farklı olduğu için yeni tüketiciler söz konusudur. Dolayısıyla işletme kaynakları yeni tüketicileri etkileyebilmek amacıyla kullanılmaktadır. Ancak işletme eski pazar bölümüne de unutmamalıdır. İşletme eski pazarında da faaliyet göstererek pazarını genişletmeye çalışmaktadır. Bu nedenle tutundurma faaliyetleri büyük önem taşımaktadır.
Söylenti pazarlama [buzz marketing]: Popüler ağızdan ağıza pazarlama biçimlerinden biri. Üst profilli eğlence veya haberleri oluşturarak ve yayarak, insanları markalar hakkında konuşmaya zorlayan yöntemleri ifade eder. Ağızdan ağıza pazarlamayı desteklemek için marka/kişi/olgu ile ilgili yaratılan heyecan. Fısıltı pazarlama ya da Vızıltı pazarlama olarak da adlandırılır.
Sözel iletişim [verbal communication]: Bu tür bir iletişim dâhilinde, dilin simgesi olan işaretler mesaj iletimi görevini üstlenirler. Ayrıca dil ve onun temel birimi olan sözcükler, kavramları ve nesneleri sınıflandırarak, farklı eylemleri işaret eden işlevlere sahiptir. Sözler, kelimeler ve cümleler aracılığıyla başka insanları etkileriz. İnsanlar bunu yaparken şiir, roman, reklam, övgü, sövgü gibi pek çok aracı kullanır. Bahsedilen etkileme, sözle de yazıyla da olabilir. Sözcükler, akustik ve görsel kanallar aracılığıyla iletilirler.
Sözlü dil [verbal language]: Görsel mesajlar, vurgular, jestler, mimikler dışındaki söze dayalı kodları ifade eder. Sözlü dilin simgesi işaretler ve taşıyıcı kanal olan sestir. Bu işaretler, alıcıya bir iletiyi göndermek için bir araya gelir. Ayrıca yazılı iletişim kodları da, sözlü iletişimden doğmuştur. Zaten yazılı form, sözün yazıya geçmiş halidir.
Sponsorluk [sponsorship]: Kavram olarak geniş bir alanı kapsar. Sponsorluğun, destekleme faaliyeti olarak anılması yardım, bağış, hibe vb. gibi etkinlikleri de içine alır. Bir kişi, etkinlik veya kuruluşu, ticari avantaj olarak kullanabilecek bazı haklar ve ilişkiler elde etme karşılığında ayni, mali ve diğer yardımları kapsar.
Standart banner reklamları [standard banner advertising]: Banner’lar reklam ve tanıtım amaçlı yaratılmış, hareketli ve hareketiz dijital reklam öğeleridir. Standart formatları vardır. Bunlara evrensel demek de mümkün. Teknolojik olarak gelişmiş, etkileşimli formatlarına da rastlamak mümkün. Kullanılan, marka, hizmet veya ürün tanıtmak için hazırlanmış hareketli veya hareketsiz reklam öğeleridir.
Spot reklam [spot]: Reklam kampanyasını oluşturan farklı içeriğe sahip reklamların her biri. Bir TV reklamının gösterimidir. Gösterilen her reklam filmi bir spottur.
Strateji [strategy]: Strateji bir şirketin müşteri ve piyasa yapısında meydana gelecek olası değişimlere tepki vermek üzere planlayacağı hareketlerdir. Kurumun faaliyetleri kapsamında temel amaçları belirleyen, bu amaçlar doğrultusunda farklı yönetim tercihleri oluşturan, uygun ortamlarda kurumun en iyi duruma geçmesini sağlayacak tercihleri uygulamaya koyacak kararlardan oluşan bir süreçtir.
Stratejik plan [strategic plan]: İşletmelerin orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini, performans ölçütlerini, bunlara ulaşmak için izlenecek yöntemler ile kaynak dağılımlarını içeren plandır. Kuruluşun misyonunu, vizyonunu içeren, amaçlarını, hedeflerini sonuç odaklı bir şekilde ifade eden ve bunlara ulaşmayı mümkün kılacak yöntemleri kapsayan uzun vadeli plandır.
Stratejik planlama [strategic planning]: Kampanyanın hedef kitlesinin belirlenmesi, bu hedef kitlenin beklenti, istek ve ihtiyaçlarının tanımlanması, bu tanımlamaya uygun kreatif brifin yazılıp son şeklini almasından sorumlu gruptur. Ayrıca tanıtım yayınından önce ve sonra tüketici araştırmaları yaparak öneriler geliştirir.
Stratejik satış yönetimi [strategic sales management]: Çevre şartlarını da göz önünde tutarak karar verme ve kararlar içindeki engellerin kaldırılmasına yardımcı olan, işletmenin amaçlarına ulaşmasına katkı sağlayan ve düzenli (artan) satış grafikleri oluşturan bir süreçtir. Gelecekle ilgili faaliyetlerin planlanması, örgütlenmesi, koordinasyonu, uygulanması ve kontrol edilmesini de mümkün kılmaktadır. Böylece, satış yöneticilerinin hedeflerini daha isabetli ve ulaşılabilir şekilde hazırlamalarını sağlamaktadır.
Stratejik yönetim [strategic management]: Kurumların genel yönetim sürecini kapsayan ve üst yönetim kademelerinin öne çıktığı özel bir yönetim biçimidir. Kurumun dış çevresiyle ilgili teşhis ve çözümlemeler dikkate alınarak faaliyetlerinin düzenlenmesi, kurum amaçlarına ulaşmak için faaliyetlerin planlanması, koordinasyon ve uygulanmaya konulması ve kontrol edilmesi sürecidir.
Şikâyet yönetimi [complaints management / delation management]: Müşterilerin ilettikleri talep, şikâyet, problem ve servis ihtiyaçlarının sistematik olarak toplaması, ilgili kanallara yönlendirilmesi ve çözümlenme aşamalarının takibi. Standart, müşteri şikâyetlerinin başarıyla ele alınması için gerekli temel şartları belirtir ve müşteri memnuniyetsizliğini oluşturan unsurları hem müşteri hem de organizasyon yararına ilgili yerlere yönlendirmenize yardımcı olacak kontrol mekanizmalarını içerir.
Prof. Dr. Uğur Batı / Eğitmen, Yazar