KOBİ Güncesi Yazı 19: "Olağan Dışı Durumlara Hazırlanmak Mümkün mü?"

23 Mart 2021 Salı 12:26
1435
Okunma
1
Beğenme

Olağan Dışı Durumlara Hazırlanmak Mümkün mü?

Şirketler hedeflerine ulaşmak için çaba gösterir, faaliyetlerini buna göre sürdürürler. Öngörülebilir durumlarda dahi hedeflerde revizyonlar görülebilir. Çünkü şirketler dinamik bir ortamda faaliyet gösterirler. O açıdan stratejik planlar dinamik, değişimleri öngören ve buna göre güncellenen bir yapıya evirilmiştir.

Bugünün iş dünyası bizi daha farklı dinamiklerle zorluyor. Değişim var ancak bu değişim belirsiz, üstelik karmaşık ve anlaşılması güç. İş yapış şekillerinden, liderlik yaklaşımlarına kadar birçok şey de bundan etkilenmiş durumda. Geçmişteki başarı geleceği doğrudan garanti altına almıyor artık. Şirketin faaliyette bulunduğu kendi eko-sistemini iyi anlaması, bu çevre içindeki eğilimleri yerel ve küresel olarak değerlendirmesi ve ona göre konum alması gerekiyor. Şirketlerin faaliyette bulundukları bu dünya kısaca VUCA dünyası olarak adlandırılıyor.

VUCA, yönetim bilimcilerin kısaltmalarından biri. Şirketlerin faaliyette bulundukları iş dünyasını tanımlayan kelimelerin baş harflerinden oluşuyor. Şirketler öyle bir iş dünyasında faaliyette bulunuyorlar ki zemin kaygan, değişken, hiçbir şey net değil, üstelik karmaşık.

VUCA’nın V’sini oluşturan Volatility, kayganlık veya değişkenlik olarak ifade ediyor. Şirketler yüksek değişkenlik içeren kaygan bir iş zeminindeler. VUCA’nın U’su olan Uncertainty, kararsızlık, net olmayan durumu gösteriyor. O açıdan şirketler geleceği tam olarak kestiremiyorlar. VUCA’nın C’si Complexity’nin ilk harfinden geliyor. Şirketler geçmişe göre daha karmaşık yapılarla karşı karşıyalar. Bu karmaşıklık onları faaliyetlerinden, ilişkilerine kadar etkiliyor. VUCA’nın son harfi Ambiguity’ni yani belirsizliği ifade ediyor. Bu belirsizlik şirketlerin karşılaştıkları durumları tanımlamalarını zorlaştırıyor.

VUCA dünyasında faaliyet göstermek, yukarıdaki görseldeki gibi zorlayıcı bir tablo yaratıyor. O açıdan şirketler bütünsel bakış açısına sahip olarak, dinamik ve aslında birbiriyle bağlı, birbirini etkileyen bir eko-sistem içinde olduklarını fark etmek durumundalar. Dış dünyadan bağımsız varlık göstermeleri olanaklı değil. Buna karşın VUCA dünyasının zorluk, risk ve tehditleri şirketler için yeni öğrenmeleri, ezber ve alışkanlıkları bozmayı ve yeni beceriler kazanmayı da beraberinde getiriyor.

Şirketlerin etki alanları ve etkilendikleri alanların sınırları da değişmiş durumda. Şirketler kendilerini etkileyen ve faaliyetleriyle etkiledikleri tüm paydaşlarının beklenti ve isteklerini göz önünde bulundurarak yönetmek durumuna gelmişlerdir.

Şirketler varlıklarını ve performanslarını sürdürebilmek için:

  • Hem bugünü yönetmek,
  • Hem de yarını öngörmek durumundadırlar.

Bunun için şirketlerin hazırlıklı olmaları gerekir. Bugünü sadece finansal verilerle değil, gelecek için öngörülerle yönetmek değerlidir. Şirketler için finansal performansları kadar sosyal performansları ve etik hesap verebilirlikleri de önem taşımaktadır. Bu aynı zamanda şirketin vizyonunu gerçekleştirmesine yardımcı stratejileri uygulamaya geçirmesi, müşterilerinden çalışanlarına kadar tüm temel paydaşlarıyla iletişim içinde olarak performansını sürdürmesi anlamına gelir. Şirketler operasyonel ve stratejik performansı birlikte yürütmek durumundadırlar. Günlük işleyiş içindeki her adımın, stratejiyle bağlantısı gözetilmelidir. Böylece bütünsel bakış açısı ve sürdürebilir bir performans için ilk adım atılmış olur.

Şirketlerin VUCA dünyasında etkin ve etkili bir şekilde davranmak için bazı kabiliyetlerini gözden geçirmeleri yararlı olacaktır. Bunu antrenmanlı olan bir sporcu gibi düşünebiliriz. Antrenman, hazır olma halinin canlı tutulmasıdır. Yarış anı, sadece bir “an”dır. Başarıyı getiren ve esas odaklanılması gereken hazırlıktır, antrenmandır. İyi bir hazırlık ister kişi olsun, ister şirket kendimize güçlü sorular sormayı gerektirir.

Şirketimiz için güçlü sorular sormamız gereken üç kaldıraç alanı şöyle sıralanabilir:

  1. Amaçta Netlik ve İlerleme: Şirketin yaptığı işi ve faaliyetlerinin neden önemli olduğunu canlı tutmasını sağlar. Bu nokta şirket kendine aşağıdaki soruları sorabilir.
    • Biz, şirket olarak hangi amaçla varız? Faaliyetlerimizle bu amaca hizmet ediyor muyuz?
    • Kurulduğunuzdan bugüne dek geçen zamanda bu konuda nasıl ilerledik, geliştik?
    • Uzun vadede bu amaç için neleri başarmaya çalışmak durumundayız?
    • Stratejilerimiz bu amacı nasıl destekliyor?
    • Bu amacı gerçekleştirmek için faaliyette bulunduğun kendi VUCA dünyamı ne kadar anlıyorum?
  2. Şirket Kültürü: Değerler ve organizasyonu bir arada tutan temel unsurları içerir. VUCA dünyasında, şirketin “Kuzey Yıldızı” gibidir. Tüm çalışanlar tarafından benimsenmiş inanç, tutum ve değerler bütünüdür.
    • Şirket kendi kültürünü nasıl tanımlıyor?
    • Şirket amacını gerçekleştirmek ve sürdürülebilir değer sağlama konusunda çalışanlarına nasıl ilham veriyor?
    • Bunu hangi yöntemleri, araçları kullanarak gerçekleştiriyor?
    • Çeşitliliğini, çevresini ve farklılıkları ortak paydada nasıl buluşturuyor?
  3. Liderlik: Şirketlerin üst düzey yöneticileri liderlik yetkinlikleriyle ilgili büyük sorumluluk taşırlar. Liderlik üst düzey yönetimden herhangi bir birey veya ekiple sınırlı olmayıp, bütünsel olarak şirketin yönetim erkinin tüm şirkete yayılımı ile ilgilidir. O açıdan liderlik, şirket içi bir pozisyondan çok, yöneticilerin yetkinliğini içeren bir faaliyettir.
    • Şirket içinde liderlik tanımınız nasıl oluşmuş? Sadece üst düzey yönetim veya bazı ekiplerle mi sınırlı?
    • Liderlerimiz nasıl yönetiyor?
    • Şirketin yönetim şekli, yönetim tarzı amacını, kültürünü ve stratejilerini nasıl destekliyor?
    • Liderlik şekli, çalışanları ve diğer tüm paydaşları nasıl duyuyor ve onlardan nasıl besleniyor?

Kobi Güncesi’nin Değerli Okurları,

Olağan dışı durumlar, olağan olanın kendisi olduğu için daima hazır olmak durumdayız. Asıl odaklanmamız gereken bu hazır olma halinin sağlam temelli, birbiri ile bütünsellik içeren faaliyetlerle yürütülmesi. Yukarıdaki soruları soracak kadar farkında ve cevaplarıyla yüzleşecek kadar da cesur olmamız gerekiyor.

Bu yazımın son sözleri küçük bir Zen hikayesinden geliyor. Zen ustasına sizi hiç savaşırken görmedik demişler. Usta “ben sadece antrenman yaparım, savaşa gerek kalmıyor” demiş.

VUCA dünyasında öngörülü, canlı, farkında ve hep hazır zamanlar diliyorum.

Sonraki yazımızda buluşana kadar sağlıcakla kalın…

Dr. Habibe Akşit



 Yorumlar 
Yorum Ekle